
YKS Sınavına Psikolojik Olarak Nasıl Hazırlanmalı?
Bu yazıyı, YKS (Yüksek Öğretim Kurumu) sınavına girecek genç arkadaşlarımıza hitaben yazıyoruz ve başlığımızın içeriğini detaylandırmadan önce, onlara kısa bir mesajla seslenmek istiyoruz.
Sevgili genç arkadaşım, kardeşim, çocuğum, torunum,
İşte yine geldi çattı büyük an değil mi? Sadece birkaç gün kaldı sınava.
Hepinizin zihni, şansı ve yolu açık olsun.
Farkındayız, belki makul belki abartılı bir stres ve heyecan yaşıyorsunuz. Belki de psikolojik bir baskı altında olduğunuzu hissediyorsunuz. O kadar normal ki bu. Bizler de sizlerden farklı değildik inanın. Hayatımızın dönüm noktasındayız gibi hissettik. Bizler de “Ya başaramazsam” endişesini taşıdık.
Başarı…
Sınavlara yönelik kilit bir kelime olan başarının, nesnel bir tanımı olmadığını da biliyorsunuzdur elbette. Yani, her birimiz başarının ne ifade ettiği ile ilgili farklı cümleler kurabiliriz. Ancak, ne ifade etmediği ile ilgili, uzmanların hemfikir olduğu bir görüş var ki, paylaşmasak olmaz.
“Başarı, bir hayal sahibi olmak, o hayale doğru yürümek ve o hayali gerçekleştirmektir”.
Biz insanoğullarını diğer canlılardan ayıran tek özelliğimiz, düşünebilen varlıklar olmamız değil, aynı zamanda hayaller kurabilmemizdir. Büyük bir hayalperestin, hayalini gerçekleştirdiği bir ülkede yaşıyoruz hepimiz şu an. İşte bu yüzden, bir hayaliniz olsun ki, başkalarının sizin için kurduğu hayalleri yaşamak zorunda kalmayın.
Bir kaç gün sonra gireceğiniz YKS sınavının, hayallerinize ulaşmanızda güzel kapılar açması ümidi ile, iyi ki varsınız diyoruz.
Şimdi, YKS maratonunu sağlıklı ve başarılı bir şekilde tamamlamak için gerekli olan başlıkları sıralamaya başlayalım.
Sınav Kaygısı Ve Stresinizle Başa Çıkmak O Kadar Da Zor Değil.
YKS, sadece zorlu soruların değil, sınav kaygısı ve stresinin de üstesinden gelinmesi gereken, uzun soluklu bir maratondur ve güçlü bir psikoloji gerektirir.
Öncelikle, sınava yönelik hissettiğiniz kaygı ve yaşadığınız stresin, sürecin doğasına aykırı olmadığını kabul edin.
Kaygı, temelinde belirsizlik barındıran bir duygudur.
“ Sınavı başarabilecek miyim?
“ Hangi bölümü istediğimden emin miyim?”
“ Başka bir şehirde yaşayabilir miyim?”
gibi, belirsizliğe işaret eden sorular nedeni ile kaygı duyuyor olabilirsiniz. Belirsizliğin devam etmesi, kaygı, kaygı ise, hem bilişsel performansınızın düşmesine, hem de bedeninizin olumsuz sinyaller vermesine neden olacak stres yaratacaktır.
Başa çıkmak için ne yapabilirsiniz?
İşin uzmanları, böyle durumlarda görüntüyü biraz netleştirmenin faydalı olacağını söylüyorlar. Mesela, yukarıdaki soruların her birini bir kağıda ya da bilgisayarınıza yazıp, yanlarına da olası cevapları not etmek gibi. Böylece, belirsizlik durumu biraz da olsa ortadan kalkacağı için, kaygı duygunuz azalacaktır.
Hedefinizi Belirleyin Ve Rakibinizin Başkaları Değil, Kendiniz Olduğunu Bilin.
- Hangi derslerde güçlü, hangilerinde eksiksiniz?
- Eksikliklerinizi nasıl geliştirebilirsiniz?
- Özel derse ihtiyacınız var mı?
Bu soruların cevapları sadece sizde ve bu cevaplar üniversite ile ilgili hedefinizi belirlemenizde en büyük yardımcınız olacaktır. Bizim size önerimiz ise, gerçekçi hedefler belirlemeniz olacak. Herkes doktor ya da mühendis olamayacağı gibi, konservatuar okuyup, enstrüman virtüözü de olamaz.
Ve unutmayın!
YKS maratonunda rakibiniz kendinizsiniz. Rakiplerinize değil, önünüzdeki hedefe odaklanarak tamamlayabilirsiniz bu uzun soluklu yarışı.
Hayal Kurun Ve Kendinizi Motive Edin.
Hayal kurmak en iyi motivasyon yöntemlerinden biridir. Ancak hayaliniz, YKS sınavında başarılı olmak değil, kendiniz olmak olsun. Sonuç nasıl olursa olsun, sınav sonrası üzerinizden kalkacak baskıyı, sınavdan sonra yapacağınız tatili, üniversiteye ilk başladığınız ve mezun olduğunuz günü, edineceğiniz yeni çevre ve dostlukları ve hatta okuduğunuz bölümle ilgili bir işe girdiğinizi hayal edin.
Motivasyonunuzu artıracak bir diğer etkili yöntem ise olumlamadır. “Sınavda başarısız olacağım” yerine, “Çalıştım ve hak ettiğimi alacağıma inanıyorum” cümlesini sık sık tekrarlayın ve başaracağınıza dair inancınızı hep taze tutun.
Unutmayın!
Söyledikleriniz düşüncelerinize, düşünceleriniz ise duygularınıza etki edecektir.
Güçlü Bir Psikolojinin, Sağlıklı Bir Beden Ve Düzenli Uykudan Geçtiğini Unutmayın
Düzenli beslenme ve uykudan daha iyi bir stres savar olamaz.
Sınav süreci boyunca normal beslenme alışkanlığınızı devam ettirirken, özellikle protein ağırlıklı gıdalar ve bol su (en az 1,5-2 litre arası) tüketimini ihmal etmeyin. Kafein, stres düzeyini artırıcı bir etkiye sahip olduğundan, günlük çay, kahve tüketiminizi makul bir seviyede tutmaya gayret edin. Tuzlu gıdalardan da uzak durmaya çalışın. Zira aşırı tuz alımı, vücutta su tutulmasına, bu ise yorgunluğa neden olacaktır.
Ve en önemlisi!
Sınavdan birkaç gün öncesinde rutin beslenme düzeninizin dışına çıkmayın.
Sınav Gününe, Oyun Provası Yapan Tiyatrocular Gibi Hazırlanın
Sınav sabahı, ”Sınavda ne giysem? giriş belgemi bulamıyorum” gibi stres yaratacak durumların oluşmaması adına, kıyafetlerinizi önceden hazırlayın, sınav giriş belgeniz ile kimliğinizin yer aldığı dosyayı, evden çıkarken kolaylıkla alabileceğiniz bir yere koyun. Yanı sıra, sınava gireceğiniz kurumu önceden gidip görmeniz, hem sınav yerini içselleştirmenizi sağlayacak, hem de sınav sabahı ulaşım ile ilgili yaşayacağınız stresi azaltacaktır.
Sınav Ve Stres Sizi Yönetmesin, Siz Onları Yönetin
Kaygılanmayın!
Sınav salonundan içeri girerken, kalbinizin çarpması, ellerinizin titremesi, nefes almakta zorlanmanız, hepsi normal. Ancak, sınav esnasında da devam edebilecek bu olumsuz sinyalleri nasıl aşacağınızı bilmeniz de önemli. İşte birkaç ipucu.
- Stres ve heyecan karın ağrıları ile birlikte boşaltım sistemini uyaracağından, sınav salonuna girmeden önce mutlaka tuvalet ihtiyacınızı giderin.
- Dik oturun, elinizi göbeğinize koyun ve dörde kadar sayarak, burnunuzdan derin bir diyafram nefesi alın. Sonra altıya kadar sayarak, yavaşça aldığınız nefesi ağızdan verin. Sınav esnasında da uygulayabileceğiniz bu egzersiz, hem kalp atışlarınızı yavaşlatacak, hem de beyninize olumlu sinyaller gönderecektir.
- Ellerinizle çaprazlamasına kollarınızı sararak, parmaklarınızla kısa vuruşlarda bulunun. Tıpkı annelerin bebeklerini rahatlatmak için sırtlarına minik dokunuşlar gerçekleştirmesi gibi. Bu, sakinleşmenize yardımcı olacaktır.
- Kambur durmamaya gayret edin. Gerilmiş olan bedeninizi gevşetmek için, omuzlarınızı geriye iterek rahatlamaya çalışın.
- Zamanı iyi yönetilmek için, sınava en iyi olduğunuz bölümün sorularını çözerek başlayın. Takıldığınız sorularda “pass” demeyi bilin ki, sonrasında geri dönüp çözme imkanınız olsun.
- Biliyorsunuzdur ama bir kez de biz hatırlatalım. Çözdüğünüz her sorunun cevabını, sonraya bırakmadan optik forma kaydedin ki, kaydırma olmasın.
Bu Sefer Olmazsa İhtimalini Reddetmeyin
Sınav bitti ama umduğunuz gibi geçmedi mi?
Bu ne dünyanın, ne de hayallerinizin sonu.
Bebeklerden ilham alın. İlk düştüklerinde ayağa kalkmayı beceremeselerdi, yürümeyi asla öğrenemeyeceklerdi.
Şimdi izninizle, biraz da ailelerinize seslenmek istiyoruz.
Sınav Sürecinde Aile Desteğinin Önemi
Yazımızı, sınava girecek gençlerimize hitaben yazmış olsak da, siz sevgili anne babalara da birkaç mesajımız olacak.
- Sizler, çocuğunuzun ne öğretmeni ne de sınav koçusunuz. Onları yaşamları boyunca, her durumda ve şartta, karşılıksız ve kayıtsız şartsız seven kişilersiniz.
- Sınav sorumluluğunu çocuğunuz yerine siz üstlenmeyin. Sonuç ne olursa olsun, siz onları sadece ama sadece sevmeye, tercihlerine, kararlarına saygı duyup destek olmaya çalışın.
- Çocuklarınızın hayali sizin hayalinizden farklı olabilir. İzin verin onlar kendi hayallerini yaşasınlar. Sizden destek istedikleri her an yanlarında olacağınızı bilsinler.
- Sizin çocuğunuz, başka çocuklar ile kıyaslanamayacak kadar değerli ve özel. Onlara bunu sık sık hissettirin.
- Ne siz ne de çocuğunuz, sınavı “savaş ya da kaç” taktiği olarak görmeyin. Süreci normalleştirin. Rutin hayatınıza devam edin.
- Ve asla, sınav hazırlık döneminde üstlendiğiniz maddi sorumluluğu çocuklarınıza yansıtmayın.
Son Söz
Prof Dr. Sinan Canan, YKS sınav basamağını dürbünle bakarak aşmaya çalışırsak, basamağın devleşip bulanıklaşacağını ve ayağımızın takılıp düşeceğimizi söylüyor.
Kendimizi tekrarlamak pahasına da olsa, bir kez daha yineleyelim.
Başarının ölçüsü, sınavda kaç net çıkardığımız, sıralamada ilk beş binin içine girip giremediğimiz değil, kendimizi ve hayallerimizi ne kadar gerçekleştirdiğimizdir.
Sınavda hepinize başarılar diliyoruz sevgili gençler.